3 Haziran 2012 Pazar

"Beni sevdi, benden çok..."



Genç kız "hayat çok kısa" diyordu kendisine. "Pamuk ipliğiyle bağlı olduğumuz hayatta neden bu kadar acı çekiyoruz, çektiriyoruz?" diye düşünüyordu. Mutluluktan çok acıyı tatmıştı. 4 sene öncesine kadar çocuk yanını koruyordu mutlu olmak için tek sebebi o yanıydı. Sonra o gitti, çocuk yanını bağladığı kişi -hiç kahramanı olamayan kişi- kalbinin o en güzel yerini; çocuk yanını da beraberinde götürdü... Gidişin ardından hep kar gibi soğuk olan elleri hayatına daha sıkı sarılması için bir neden arıyordu ama bulamıyordu. Genç kız, yaralarını öpen, uyuduğunda izleyen, çoğu zaman onu huzursuz edecek davranışlarda bulunsa bile her zaman yanında olan o giden kişiyi istiyordu. Eve geldiği zamanlar genç kız bazen kaçardı ondan uyku numarası yapardı ama o aldırış etmezdi hep yorganın dışında olan ayağını öperdi. Belki hiç o kadar sevilmemişti, sevildiyse bile bilememişti. Sanki o kalbini çıkarıp yerine genç kızı koymuştu. Ona bazen kötü davransa da, onu üzse de genç kızı, kızın kendisini sevdiğinden çok sevmişti. Giden biri işte böyle biriydi, severken can yakan... Genç kız, onu anlatırken "o hayatımın çocuk yanıydı" derdi. Mutluluğu tattığı dönemlerde genç kız sanki olacakları hissetmiş gibi "bir gün bitecek" diyor, olacakların hesabını yapıyordu o zaman ki küçük aklıyla. Ama hiç tahmin etmemişti bu kadar acı olacağını, yıkıcı olacağını... Her şey bitse bile o çocuk yanını hiç kaybedeceğini düşünmüyordu. Geri kazanabilirdi belki ama kudreti kalmamıştı. Acıları onu yaşlandırmıştı. Evet, yaşlanmıştı. Genç gözüküyordu belki ama ruhu öyle değildi, tükenmişti ve bunu derinden hissediyordu. Kendini sırça bir fanusta gibi hissediyordu. Her şeyi görüyor, biliyor ama hiçbir şey yapamıyordu. Sesini duyan yoktu... Seni duyursa bile biri onu oradan çıkarabilir miydi, anlatacaklarını anlayabilir miydi bilmiyordu. Kendiyle hesaplaşıyordu o sırça fanusta. Olanlar onun hatası değildi, hiçbir zaman hata yapmamıştı hatta. Huzursuz olduğu anlarda bile sakinliğini korumuş, güzel günleri düşlemişti. Şimdi düşleyemiyordu, kalbini atıp yerine genç kızı koyan kişi genç kızı kalbinden attığı günden beri düşleyemiyordu gelecek güzel günleri. Dönüp dolaşıp aynı cümle dökülüyordu genç kızın dudaklarından "Beni sevdi, benden çok..."

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder