13 Haziran 2012 Çarşamba

Hani böyle daha önce duymadığın sözcükler söyler biri sana..
İnanmak istersin..
Hatta inanırsın..
Yüzündeki gülümseme başkalaşır..
Gözlerinin içi güler..
Her gün daha güzel geçer o’nunla..
Bir tek sözü yeter içini ısıtmaya..
Ama yalandır ya işte hepsi..
Sadece daha önce aldığı yaraları kapatmak için yaklaşır ya sana..
Sonradan öğrenirsin bunları..
İşte o yakar canını..
Kullanılmışlık hissi üzer..
Güzel günlere kötü bakarsın..
Onu hatırlatan şeylerden uzaklaşmaya çalışırsın..
Bir süre yaparsın bunu..
Ama sonra bir şarkı duyarsın, bir şiir okursun..
Tekrar gelir aklına..
Kurcalamaya başlarsın..
Eskiye dair ne varsa sakladığın,
Çıkarırsın ortaya..
O günlere dönmek istersin..
Dönemezsin..
Sonra kızarsın kendine..
“Neden böyle yapıyorum ?
Neden eskiye dönmek istiyorum ?” Diye..
O hiç sevmemiştir ya seni,
Sen sadece fazlasıyla kapılmışsındır..
İşte o yakar canını..
“O” yakar..
“Başkasını sevemez miyim sanki?”
Diye düşüncelerinle kandırmaya kalkarsın kendini..
“Unutamaz mıyım?” diye sorarsın ya kendine..
Cevap hep “Hayır” çıkar işte..
Kimse o’nun gibi olamaz ki sana..
Söyledikleri yalan da olsa tutamaz ki yerini..
İşte o yakar canını..
Kullanılmışlık hissi üzer her geçen saniye..
“O” yakar işte seni.

2 yorum: